9 Aralık 2024 Pazartesi

İçimdeki Rōzkār

İnsanın kabı topraktan olsa da nüvesi rōzkārdır. Bu rüzgar; bazen bir bora bazense sadece bir estir. Bu ona ezelde üflenerek hediye edilmiştir. İşi gereği estikçe eser, hızına yetişmek pek bir iştir. Ama hiddeti de göründüğü kadar şiddetli değildir, hızla kesilip tükeniverir. O, özünde içrektir. Kökenini bilsek de nedenini kimse bilmemektedir. Esintisi de en çok kendinedir. Kimi zaman göğe tırmanır, bulutlardan neler neler yükseltir kimi zamansa tüm esaslı dağları, kararları, kalıpları yerle bir edip devirebilir. Çünkü aynı zamanda oldukça dengesizdir. Bunu kabul etmek gerekir. "Ne oldu, nereden esti?" dediklerinde "Kafam esti" deyip direksiyonu hop kırıverir. Ancak bu böyle diye onu reddedip ondan vazgeçilmemelidir. Çünkü o bizim en büyük nimetimizdir. Uğultusu, hırıltısı kesik kesik de olsa eksikliği pek çiğdir. Bu da böyle kendime kısa bir nasihattir.

Amaç: lirik deneme (bkz. aliterasyon, asonans) 

31 Ekim 2024 Perşembe

Kalp Nedir?

Önce, "Kalp ne değildir?"

Kalp, yüreğini yerinden çıkaranı gördüğünde hissettiğin o eşsiz heyecan değildi, Mona Rosa! Kalp, ne masumun yüzyıllardır katledilişi karşısında döktüğün o gözyaşlarındı ne de zalimin insanın kanını donduran yöntemlerini ilk kez duyduğunda hissettiğin dehşetti, ey İnsan. Kalp, gece herkes uyurken sessizce dişlerini sıkarak içinde beslediğin kin değildi, ey İblis! Kalp, canın en çok acıdığında bile yüzünde taşıyabildiğin o kahkaha da değildi. Ve Kierkegaard! Kalp, kendini  uçuruma atmak ve Tanrı'nın seni kurtaracağına inanmak da değildi. Konu, senin duygularınla ilgili değildi... 

Peki neydi bu Kalp?

Kalp, aslında, hakikatin ilkelerine tanıklık ettikçe inanan saf akıldı. O ki noktanın içinden bir öz sızdırmak için boğulmayı göze almaktı. Ne sürüyü takip eden koyun ne de sürüye küsüp ayrılandı. Zihin tezgahında ilmikler dokuyup biçim biçim elbiseler diken iradeydi. Algoritmaya mesai harcamak ve ona saygı duymaktı. Ama biz, onu hep başka yerde aradık...



25 Ekim 2024 Cuma

Bir Başınalığa Övgü

Yatılı okul zamanlarım. Gece yarısı olmuş, sesler yavaştan kesilmiş, ahali uykuya dalmak üzere. Ancak bazı geceler uyku bazılarımıza uğramadığında ben de soğuk renkli çalışma odasına geçer, bir şeyler okur, en değerli mal varlığım olan mp3 çalarımın eşliğinde biçimsiz eskizler yapardım. Leyli meccanilikten uzaklaşmanın iyi bir yoluydu benim için. Bir başınalığın tadını çıkartırdım o ender zamanlarda.

Antony Storr'un (Sevgili dostum Bilal'in bir önerisiyle başladığım ama bir türlü bitiremediğim) Bir Başına (Solitude) adlı kitabını şimdilerde tekrar ziyaret etme fırsatım oldu. Kitap temelde, insanın kendini keşfinin en elverişli yolunun bir başınalıkta gizli olduğunu vurguluyor. Tarih boyunca bilginler, sanatçılar, filozoflar veya bilim insanlarının yaşamlarını örnek göstererek magnum opuslarını çoğunlukla bir başınayken ürettiklerine dikkat çekiyor. Büyük kişiliklerin kimisi bir başınalığı erkenci kuşlar olarak günün erken saatlerinde ararmış. Kimisi ise bir baykuş gibi gece tiryakiliğinde. "Sır münzevilikteydi", vakit fark etmeksizin. İlginçtir ki peygamberler de vahiylerini çoğunlukla bir başlarınayken almışlardı. Nitekim, Hz. Muhammed (sav), Nur Dağının Hira Mağarasında ilk mesajı almadan önce orada bir başına çokça vakit geçirmişti.

"İnsan, sadece ağaçların arkadaşlığında yalnız başına çokça vakit geçirdiğinde tuhaf ve harika bir şey olmaya başlar" der Henry David Thoreau. Walden, Ormanda Yaşam adlı baş yapıtını Walden gölünün kenarındaki bir koruda toplamda iki yıl, iki ay ve iki gün süren inzivasında yazmıştı. Benzer hislerle, yazar Wendell Berry "gerçek yalnızlığın, kişinin insani zorunlulukların olmadığı yaban yerlerde", yani "kişinin iç seslerinin duyulabilir hale geldiği yerlerde" bulunduğunu söyler. Bazıları bunu gerçek bir ormanda bir ağacın altında bulur, bazılarıysa iç dünyasındaki kimsenin giremediği o gizli bahçelerde. 

Edward Gibbon "Sohbet anlamayı geliştirir, ama dâhinin asıl mektebi bir başınalıktadır." diyerek başka bir noktaya dikkat çekmiş. Yıllar sonra bilimsel araştırmalar, yüksek IQ'lu bireylerin bir başlarına kaldıklarında sosyal etkileşime dayalı bir ortama kıyasla dikkat dağıtıcı etkilerden uzak kalarak karmaşık problem çözme ve yaratıcı düşünme süreçlerine daha kolay odaklanabildiklerini göstererek bunu kanıtlar nitelikte. Ancak elbette bir başınalık, sadece dâhilere bırakılacak bir deneyim değildir. Bence giderek çürüyen toplumun asit yağmuruna maruz kaldığını hisseden herkes kendi Hira'sını inşa ve imar etmesi gerekir.

Virginia Woolf, ünlü feminist eseri Kendine Ait Bir Oda'da kadın yazarların özgürce düşünüp yazabilmeleri için kendilerine ait bir yazım alanına sahip olması gerektiğini söyler. Bu doğruydu. Ancak bana kalırsa bu sadece kadınlara özgü değil her delidumrul zihin için bir ihtiyaçtı.

Burada sık sık sığınağıma girdim... Bu başta büyük bir acı sonrasında ise biraz dehşet içerir. İnsanlar yalnızlıktan; geminin dibini görmekten çok korkuyor. Ağustos aylarında burada yaşadığım deneyimlerden biri buydu. Ancak bir süre sonra "gerçeklik" dediğim şeyin bilincine vardım... Tepelerde veya gökyüzünde ikamet eden, onunlayken hiçbir şeyin öneminin kalmadığı, içinde dinlenebileceğim ve var olmaya devam edeceğim soyut bir şey. Buna gerçeklik diyorum. Ve bazen bunun benim için en gerekli şey olduğunu düşünüyorum. Uzun süredir aradığım şey... Belki de bu benim armağanımdır. Belki de beni diğer insanlardan ayıran şeydir. Sanırım böyle bir şeyin bu kadar keskin bir hissine sahip olmak oldukça nadir. Ama yine de, en nihayetinde kim bilir? - Virginia Woolf

Modern hayatlarımızda bir keşiş ya da rahip gibi bir manastırda ömrünü asketik bir inzivada geçirmek pek çekici bir fikir olmasa da bir miktar bir başınalık gerçekten temel bir ihtiyaç. Tıpkı tırtılların metamorfoz ile kelebeğe dönüşmeleri için yeterince karanlık bir pupa inşa etmesi gerektiği gibi. Bu, soğuğun ve gecenin hüküm sürdüğü, sosyal mesafenin fazla olduğu İskandinav kültürlerinde daha saygın bir ihtiyaç iken Türk kültürü gibi toplulukçu kültürlerde bir başınalık daha çok olumsuz bir işaret olarak algılanıyor ve doludizgin bir yaşamın, toplumdan ayrı kalmamakta yattığı öğütleniyor. Ancak araştırmalar aksini söylüyor. Örneğin; boşanmayla sonuçlanan evliliklerin büyük sebeplerinden birisi de eşlerin birbirlerine bir başlarına vakit geçirebilecekleri zaman dilimleri bırakmamasıdır. Çünkü benlikleri "bizlik"leri içinde kendini var edecek zaman ve mekan bulmakta zorlanmaktadır.

Bir Başınalıktan Keyif Almak İçin Bazı İpuçları

Bu yazıyı okuyan bazıları için bir başınalık olmazsa olmaz bir deneyim iken bazıları için daha uzak bir deneyim olabilir. Zira içe dönük kişilik özelliğine sahip bireyler, dışadönüklere kıyasla bir başlarına kalmaya daha eğilimlilerdir. Ancak bir başınalık ismi üzere herkesin kendine özgü bir tat bulabileceği bir süreçtir. Psikoloji araştırmaları bu öznel deneyimden keyif almak için bazı püf noktaları öneriyor.

1. Duygu ve düşüncelerinizi gözlemleyin: Bir başınalığın ilk evresinde kaçındığımız bazı düşünceler duygular, anılar veya sorunlar bilinç düzeyine çıkabilir. Bu içsel deneyimleri önce gözlemlemek önemlidir. Ardından bunları ihtiyaç duyarsanız nasıl düzenleyeceğinizi araştırabilirsiniz.

2. Mekan değiştirin: Bir başınalık sadece odamızda tek başımıza olmak zorunda değil. Bir doğa yürüyüşü, bir şehir gezisi yaparak rutin mekanlarınızın dışına çıkabilirsiniz.

3. Yaratıcı veya üretkenlik içeren etkinlikler keşfedin: Bir başınayken yapılabilecek çokça şey var. Ancak bu özel zamanı en iyi şekilde değerlendirmenin yolu "bir şeyler üretmek" ile daha mümkün. Örneğin; enstrüman öğrenmek, bahçecilikle uğraşmak, fotoğraf çekmek, çizim yapmak, yazı yazmak, daha önce tatmadığınız bir yemeği yapmak ve yemek. Hayal gücünüzü canlandırabileceğiniz aktif bir etkinlik olduğuna dikkat edin. Zira TV karşısında bir şeyler izlemek gibi etkinlikler pek verimli değildir.

4. Günlük tutun: İnsanın her bir hali bir diğerine uymadığı için o öznel anlardaki düşünsel veya duygusal bazı özel anları kayda alabilirsiniz. Bunun için kolaj defteri, günlüklerden yararlanabilirsiniz. Yeterince araştırırsanız ilginç defter tutma örnekleri görebilirsiniz.

5. Ne zaman bir başınalığı sonlandırmanız gerektiğinin farkında olun: Bir başınalığına tutkulu olanlar, zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında olmayabilir. Ancak uzun süreli yalıtılmışlık yalnızlığa dönüşebilir. Bu nedenle onu kararınca deneyimleyerek ne zaman sosyal yaşama döneceğinizin farkında olmak gerek.

Daha birçok şey yazabilirim. Ancak şimdilik bunlar temel ilke olarak kalsın. Okur olarak sizin önerileriniz nedir? Lütfen yazın.